Behice Boran 100 Yaşında

Toplumsal Bellek” bizlere nereye gideceğimizi söylemez. Ancak nereden geldiğimizi söyler ve bugün yaşadığımız problemlerin kaynaklarını gösterir.

Bugün ülkemiz derin toplumsal, ekonomik ve siyasal sorunlar içinde, şiddetli saflaşmalar yaşamakta. Bu sorunlar dün de vardılar. Çözüm yollarını tartışıyoruz. Ancak acaba dün ne tartıştık? Bu sorunlara işaret edenler oldu mu? Hangi çözümler önerildi, bunlar nasıl karşılandı? Acaba çatışma alanlarına, daha nüve halinde iken, daha yıllarımızı, hayatlarımızı karartmadan bir ışık tutuldu mu? Bu hayırlı gidiş değildir diyenler oldu mu?

Bugün de

  • Her türlü görüşün kendini ifade edebildiği, hukukun egemen olduğu demokratik bir ülke,
  • Eşit yurttaşlık haklarına dayalı, kimlik ve cinsiyet ayrımlarının yer vermeyen özgürlükçü bir ortam,
  • Sosyal adalet ve toplumsal dayanışmayı esas alan eşitlikçi bir toplum

arayışlarımız devam ediyor.

Biliyoruz ve hatırlatmak istiyoruz ki dün de bu amaçla mücadele edenler vardı, bizden sonra da olacak.

Bütün emeği geçenleri bir kez daha saygıyla anarken, bu zincirin önemli halkalarında olan Behice Boran’ı doğumunun 100. yılında anıyoruz. Bu hem bir vefa borcudur, hem de bugün için hatırlatmaları amaçlamaktadır.

Behice Boran, bir bilim insanıdır.
Türkiye’de sosyolojinin kurucularındadır. 1938’de başlayan yazı yaşamı hiç kesintiye uğramadı. Türkiye’nin toplumsal yapısını ve ilişkilerini ortaya koymak için saha çalışmaları yaptı, teorileştirdi. Yazılar, kitaplar yazdı, bilimciler yetiştirdi. Karşılığı üniversiteden kovulmak, yazamaz ve araştırma yapamaz hale getirilmek oldu.

Behice Boran, Marksist bir kuramcı ve sosyalist siyaset insanıdır.
“Dünyayı yalnızca açıklamayı değil değiştirmeyi amaçlayan” bilimciler kuşağındandır. Maliyetlerini bilerek ve umursamadan, örgütlü yaşama katıldı. Kendi tercihi olmamasına rağmen en üst görevlere kadar yükseltildi. Parti lideri ve parlamenter oldu. Demokrat, özgürlükçü ve eşitlikçi bir Türkiye istedi. Karşılığı yıllarca hapis, siyasi sürgünlük oldu.

Behice Boran, demokrasi savunucusudur.
Sosyalizm ve demokrasinin yakın ilişkisine her zaman işaret etti. Her zaman tepeden inmeci, “kestirme yol”lara karşı çıktı. Halkın katılmadığı iktidar arayışlarına karşı durdu. Halk örgütlenmeden ve siyasal yaşama müdahale etmeden demokrasinin gelişemeyeceğini savundu, her demokratik kazanıma titizlikle sahip çıktı.

Behice Boran, barış savunucusudur.
İkinci dünya savaşından sonra ülkemizin karanlık soğuk savaş safına, NATO gibi savaş araçlarına katılmasına karşı çıktı. Kişilikli, bağımsız bir dış politikayı savundu. Gördüğü karşılık 15 ay hapis ve sürgün oldu.

Behice Boran, kadındır.
“Eğer siyasetçi olmasaydım, kadın sorunları üzerine çalışmak isterdim” diyen Boran, 1940’larda “İş Bölümü ve Kadının Sosyal Mevkii” gibi yazılarından başlayarak soruna dikkat çekti. Erkekler dünyasında, erkeklere benzemeden bir kadın olarak kendine önemli bir yer açtı.

Behice Boran bir eş ve annedir.
En yoğun siyasi çalışma döneminde ilgisi ve şefkati ailesinin üzerinde oldu. Son yıllarında ağır sağlık sorunları yaşayan eşi ile yakından ilgilendi. Çocuğunu, olağan yaşamı olan yargılama ve hapislik dönemlerinde doğurdu ve hep zorluklar içinde sorumluluğunu taşıdı.

Behice Boran, bir arkadaş ve dosttur.
Seçkin bir öğretim üyesi ve siyasetçi olduğu dönemlerde bile çevresiyle bizlerle hep dostça ilişkileri oldu. Yaşama ilişkin bildiğini paylaştı, önerilerde ve uyarılarda bulundu. Davranışlarımızda, kıyafetimizde, yaşam felsefemizde izler bıraktı...

Behice Boran’ı, doğumunun 100. Yılında bir dizi etkinlik ile anacağız. Yayınlar, toplantılar yapacağız. Anısının toplumsal hafızamızı canlandıracağına, nereden geliyoruz sorusunun yanıtına önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. O, bizim demokrat, özgürlükçü ve eşitlikçi arayışlarımızda hatırlatmalarda bulunacak, yeni bakış açılarımızın ortaya çıkmasına yardımcı olacak, moralimizi, gücümüzü inancımızı pekiştirecektir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar