Gurbette Hasbihal / Fındık

“Dalda fındık kalmasın
Faşakçılar almasın
İyi toplayın kızlar
Mal sahibi saymasın

Bir fındığın içini
Yar senden ayrı yemem
Bugün gördüm yarimi
Öldüğüme gam yemem”

* * *

Atsan atılmayan, satsan satılmayan fındık. Ne ondan vazgeçiyoruz, ne de onsuz oluyoruz. Neredeyse başka bir hayatımız yok. Dünyanın en çok fındığını üretip, bir türlü cebimize girmeyen bir paranın dolaştığı ekonomik değer fındık.

2008’den dünyadaki 1.068.971 ton fındık üretiminin 800.791 tonunu (yani %75’ini) tek başına üretiyoruz, ama bu zenginliği cebimize yansıtamıyoruz. Yansıtamadığımız gibi, çoğunlukla zarar ediyoruz. Bunun en büyük nedeni de fındık üreticisinin gerçek anlamda bir birliğinin olmayışıdır bence. Üretirken de satarken de kendisinin karar veremediği, kendisinin oyun kurucu olmadığı ekonomik düzende her yıl açıklanan fındık fiyatlarına sosyal medyada küfür etmeye devam edeceğiz. Çünkü başka bir itiraz şekli göremiyorum son bir kaç yıldır (daha önce de çok uzak tarihlerde, 70’li yılların sonlarında üreticinin itiraz ettiği durumlar oldu, sonrasında üretici, alıcı ne verdiyse onunla yetindi).

Tüccar tabiî ki para kazanmak için mümkün olan en alt seviyeden alım yapmaya, mümkün olan en üst seviyeden de satmaya çalışacak. Tüccarın fındığı sattığı diğer büyük alıcı da aynı şekilde. Burada fiyat belirlemesi yapamayan, ya da en minimum düzeyde kalan, asli unsur olan üreticidir. Üretici, kendi gücünün farkına vardığında bu düzen değişir. Çünkü üretici olmazsa sonraki hiç bir ağ olmayacak, tüccar mal alıp satamayacak, büyük alıcı en büyük tüketim zinciri olan şekerleme/tatlı sektörüne mal sunamayacaktır.

Hasadın hâlâ neredeyse yüz yıl  önceki yöntemlerle yapıldığı bir işten bahsediyoruz bu arada. Hâlâ işin en büyük payı insan emeği. Bu süreçte bir tek “patoz” devreye girdi ve gelişti. Öncesi hep aynı. Şalaklar, çuvallar, varageller ve en önemlisi ellerimiz ve dizlerimiz. Bazen 45 dereceye varan eğimde fındık toplamanın ne olduğunu çok iyi bilen üretici bir an önce hak ettiği karşılığı almalı. Çünkü “emek en yüce değerdir”.

Ya da fındığa mahkum muyuz? Fındığın dışında daha fazla gelir getirecek başka bir ürün yetişmez mi topraklarımızda? Yetişir. Küçüklüğümün mısır, fasulye, patates, kenevir tarlalarından artırılan küçücük yerlerde, salatalık, domates, biber ve hatta karpuz yetiştirildiğini çok iyi hatırlıyorum. Bugün bunlar yine yetiştiriliyorsa da çok kısıtlı, ya kendine yetecek kadar, ya da bir kaç kez pazarda satacak kadar. Fındık gibi asli unsur olarak değil.

Bol rekolteli, randımanlı bir hasat ve ağız tadıyla bir bayram hepimizin olsun.

Sevgiyle ve dostlukla kalın.

* * *

www.facebook.com/iskefiyeli68

kaynar.yavuz@gmail.com

Yorumlar

Popüler Yayınlar