Gurbette Hasbihal / Afyon Garındaki
“Afyon garındaki küçük kızı anımsa, hani,
Trene binerken pabuçlarını çıkarmıştı;
Varto depremini düşün , yardım olarak Batı'dan
Gönderilmiş bir kutu süttozunu ve sutyeni.
Adam süttozuyla evinin duvarlarını badana etmişti,
Karısıysa saklamıştı ne olduğunu bilmediği sutyeni,
Kulaklık olarak kullanmayı düşünüyordu onu kışın;
Tanrım gerçekten çocukluk günlerinizde mi?..
Eşiklere oturmuş bir dolu insan
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.”
Bu kez yine Cemal Süreya’dan,
en sevdiğim şiirlerinden, Anadolu’yu anlatan.
* * *
Sürekli yazmak zor bir eylem, hele bunu günlük olarak
yapanların işi daha da zor. Hele hele ülkem gibi her dakikası siyasetle iç içe
girmiş bir yerde siyasete bulaşmadan yazabilmek çok daha zor. Bir de seçim zamanı gelmişse varın düşünün
zorluğu. Bir de benim gibi siyasetin içinde olan mücadee eden birisi için daha
da zor. Ama sözüm var, siyasetten durabildiğim kadar uzakta duracağım sizlerle
sohbet ederken. Sadece kimsenin “hayır” diyemeyeceği konulara gireceğim.
Başka ülkelerde nasıldır görmedim, bilemiyorum ama bizim
ülkede siyaset ortak bir noktayı bulmak yerine mümkün olduğunca birbirinden
uzaklaşmayı gerektiriyor nedense. Seçimlerin ve demokrasinin bir yaşam biçimi
olduğu ülkelerdeki gibi değil birde seçim ve siyaset atmosferi; hep gergin hep
gerilimli. Bunun en büyük nedeni de bugüne kadarki iktidarların ya diğerlerini
baskılamaya çalışması ya da iktidarı ele geçirenin bir öç alma duygusuyla
hareket etmesi. Devlet denen kavramla, iktidar denen kavramın aynı zannedilmesi
ve iktidarların devleti kurumsallık yerine kendi ideolojik anlayışlarıyla
yönetmek istemesi. En önemlisi de “liyakat”, “iş yaparlık” yerine hep iktidarda
kalabilmek için “kendi adamı”nı iş yapılacak yerlere koyması. Kimsenin “kendi
adamı”nın hatasını görmemesi ya da görse bile “kendi adamı” olmasından dolayı
bunu bir hata olarak kabul etmemesi.
Büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz. Bir
çoğumuz hayatını İslam’ın emrettiği kurallara ve tavsiyelere göre yaşamak
istiyor, bunun için çaba harcadığını düşünüyor. Ama İslamiyet’in kutsal kitabı
Kur’an’ın Nisa suresinin 58. Ayetinde büyük emir nedense hep gözden
kaçırılıyor: Allah, size, emanetleri
mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle
hükmetmenizi emrediyor.
Müslümanlar bu emri daha ne kadar görmezden gelecekler.
Sevgiyle kalın.
www.facebook.com/iskefiyeli68
kaynar.yavuz@gmail.com
Yorumlar