Gurbette Hasbihal / Üstü Kalsın
“Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.
Ama, ayrıca, aldığın
şu hayat
Fena değildir...
Üstü kalsın...”
Bu kez Cemal Süreya’nın muhteşem dizeleriyle başladık.
* * *
Hiç bir zaman fanatik bir futbol taraftarı olmadım. Çok iyi futbol
da oynadığım söylenmez. Belki biraz kaleciyimdir, kalecileri daha çok
sevmişimdir. Çünkü onlar bana futbolun yalnızları olarak görünürler hep. Gol
atan adam gibi değildirler, golcüler on gol kaçırıp bir tane atarak takımı
kurtarırken, kaleciler on gol kurtarıp bir tane yediklerinde takım yıkılır.
Yani hatanın en çok göründüğü mevkiidir kale. Hataya yer yok orada.
Hiç fanatik olmadım dedim, milyonlarca gibiyim yani. Trabzonspor’u
Avni Aker’de topu topu iki kez seyrettim çocukluğumda, ardından Beşiktaş’ın
iki, Milli Takım’ın bir maçını İstanbul’da İnönü stadında izledim. Son olarak
da kızımla onun ilk stat deneyimini 1461 Trabzon maçını izleyerek yaşadık. Yani
stat taraftarı değilim, sevmediğimden değil, buna fırsat bulamadığımdan...
Biraz da bugünkü futbol anlayışını pek sevmediğimden ve çok aklı
başında olduğunu bildiğim, görüşlerine güvendiğim insanların futbol
meselelerinde bambaşka insanlara dönüşüyor olmalarını hâlâ anlayamamış olmamdandır
çoğunca. Kendi takımı olunca konu, bütün dünya görüşünü, hayata bakışını,
hayatta durduğu yeri o saniyede terk edip içindeki futbol fanatiğini ortaya
dökmüyorlar mı? İşte o zaman çok üzülüyorum onlar için...
Bana keyif veren futbol İskefiye’de yaz aylarında deniz
kenarındaki, şekli yamuk olan, bir tarafında taç olmayan, diğer tarafında
topları denizden topladığımız o betonlaşmış toprak sahada oynanan futboldu. Her
köyün, mahallenin kendi evlatlarından oluşturduğu çok güzel takımlar oynardı bu
oyunları. Çünkü oyundu... Maçta kavga çıksa da, akşam kahvede aynı masada
oturulurdu. Çünkü oyundu...
Şimdi bir futbol kulübünün peşinden gitmiyoruz, bir Anonim Şirket
sevdalısıyız. Öyle ki yarın bu şirketi Aziz Yıldırım bile satın alabilir.
Ticarettir eninde sonunda, şirket sahipleri kârı nerde görürse oraya
meyleder...
Hâlâ Trabzonspor diyorsam ben, bunda en önemli etken çocukluktan
kalma alışkanlık ve daha önemlisi evimizde yenildiğimiz bir Ankaragücü maçından
sonra gecenin bir yarısı üzüntü ve sinirle yemeğini yerken oracığa yığılıp
ölüveren Yetkin abimin mirası olmasıdır.
Yoksa Trabzonspor mutlu etmiyor...
Sevgiyle ve dostlukla kalın.
* * *
www.facebook.com/iskefiyeli68
kaynar.yavuz@gmail.com
Yorumlar